Lima fasulyesi büyüklüğünde ve sadece bir gram ağırlığında olan bu minikler, annelerinin sıcak yuvasında korunaklı bir şekilde büyür. Henüz tüylü bir kürkleri yoktur ve sadece hassas bir deriye sahiptirler. Annelerinin sütüyle beslenirler, ancak memeleri olmadığı için süt, karnındaki gözeneklerden akar. Yavrular da bu sütü yalayarak beslenir.
Yuvadan ilk çıkışları, hayatlarında yeni bir sayfa açar. Suya girerek yüzmeyi öğrenirler ve avlanmaya başlarlar. İlginç bir özellik olarak, ornitorenklerin midesi yoktur. Yiyecekler, yemek borusundan direkt bağırsaklara geçer. Bu da onların sindirim sistemlerinin ne kadar farklı olduğunu gösterir. Yetişkin erkeklerde bulunan zehirli mahmuzlar ise yavrularında henüz gelişmemiştir.
Ornitorenkler, sadece Avustralya’ya özgü olan ve dünyanın en eski memelilerinden biridir. Ördek gagası, kunduz kuyruğu ve su samuru ayakları gibi farklı hayvanların özelliklerini bir arada bulunduran bu ilginç canlılar, doğanın bize sunduğu en büyük sürprizlerden biridir. Ancak yaşam alanlarının tahrip olması ve su kirliliği gibi tehditler, bu eşsiz türün geleceğini tehdit etmektedir.”