Gündem
Trend

Bu Kadınların Güzel Olması Yasaklandı!

Hindistan'ın kuzeydoğusundaki Ziro vadisinde, zamanın akışını yavaşlattığı sanılan bir köşede, Apatani kabilesi yaşar.

Donyi-Polo olarak adlandırdıkları, doğanın tüm varlıklarına can veren bir inanç sistemine bağlı olan bu halk, yüzyıllar boyunca kendine özgü kültürlerini korumuştur. Ancak Apatanileri diğerlerinden ayıran en çarpıcı özelliklerden biri, kadınlarının yüzlerindeki dövmeler ve burunlarındaki tıkaçlardır.

Güzellik mi, Korunma mı?

İlgili Makaleler

Bu gelenek, “Tani” adı verilen bir ritüelle başlar. Kız çocukları ilk adet dönemlerine girdiklerinde, yüzlerine geleneksel dövmeler yapılır ve burunlarına büyük tıkaçlar yerleştirilir. Bu uygulama, yüzyıllar boyunca Apatani kadınlarının güzelliklerini azaltarak onları potansiyel saldırganlardan koruma amacını taşımıştır. Çünkü geçmişte, bu bölgedeki köyler sık sık komşu kabilelerin saldırılarına uğrar ve güzel kadınlar kaçırılırdı. Apatani liderleri, bu durumu önlemek için kadınların görünüşlerini kasıtlı olarak çirkinleştirme kararı almışlardır.

Değişimin Rüzgarları

Ancak zamanla dünya değişti ve Apataniler de bu değişimden nasibini aldı. 1970’lerden itibaren, dış dünyayla etkileşim artmaya başladı ve kabiledeki gençler geleneksel yaşam biçimlerini sorgulamaya başladılar. “Tani” ritüeli de bu sorgulamaların merkezinde yer aldı. Kadınlar, bu uygulamanın kendilerini özgürce ifade etmelerini engellediğini düşünerek, geleneğe karşı çıkmaya başladılar.

Ölümsüz Bir Miras

Bugün, Apatani köylerinde “Tani” ritüeli uygulanmıyor. Ancak yaşlı kadınların yüzlerindeki dövmeler ve burunlarındaki tıkaçlar, bu geleneğin izlerini taşıyor. Bu izler, sadece bir fiziksel görünüm değil, aynı zamanda Apatanilerin zorlu bir geçmişe sahip olduklarının ve değişim karşısında direnç gösterdiklerinin bir kanıtıdır.

Apatani kabilesinin hikayesi, kültürün, geleneğin ve değişimin nasıl bir arada var olabileceğini gösteren çarpıcı bir örnektir. Güzelliğin ne anlama geldiği, kimin tarafından ve ne amaçla tanımlandığı gibi temel soruları gündeme getiren bu hikaye, bizi kendi kültürümüzü ve değerlerimizi sorgulamaya davet ediyor.

Başa dön tuşu