Bu durum, hem bireylerin hem de işletmelerin daha fazla borç alarak harcama yapmalarını teşvik eder. Ancak bu durumun enflasyon üzerindeki etkisi, ekonomideki arz ve talep dengesine bağlıdır.
Eğer ekonomi genelinde yeterli üretim kapasitesi ve arz varsa, artan talep bu arz tarafından karşılanabilir ve enflasyon düşük seviyelerde kalabilir. Ancak, talep arzdaki artıştan daha hızlı büyürse, yani üretim kapasitesi talebi karşılamaya yetmezse, fiyatlar yükselir ve enflasyon artar. Bu durum, paranın satın alma gücünün azalması ve dolayısıyla değer kaybetmesi anlamına gelir.
Özetle, faiz oranlarının düşürülmesi, enflasyon riskini beraberinde getirir. Bu riskin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise ekonomideki arz ve talep dengesine, yani üretim kapasitesine ve tüketici harcamalarına bağlıdır. Eğer ekonomi yeterli üretim kapasitesine sahipse, faiz indirimleri ekonomik büyümeyi desteklerken enflasyonu kontrol altında tutabilir. Ancak, üretim kapasitesi sınırlıysa, faiz indirimleri talepte aşırı büyümeye neden olarak enflasyonu tetikleyebilir.
Bu nedenle, faiz oranlarının belirlenmesi, ekonomik koşulların dikkatli bir şekilde analiz edilmesini ve risklerin doğru bir şekilde değerlendirilmesini gerektirir.